Yaşam

Arbol de Cafe 84

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan'ın bu haftaki "Arbol de Cafe 84" başlıklı yazısı;

WTS ile Ayın Fırsatları

Coğrafya kader midir değil midir diye tartışmaya girmeden, her coğrafyanın tarihsel süreci ile meydana gelen olaylara farklı bir boyut ve özgünlük kazandırdığı kesindir.

Ekonomideki değişkenlikler, bir taraftan kendini belli ederken diğer taraftan ülkelerin ekonomik düzeylerini de etkiliyordu. Bu etkiler sonrasında toplumsal sınıflar içerisinde farklı bir yapılanma ve buna bağlı olarak da siyasal ve kültürel farklılaşmalar belirginlik kazanıyordu. 1968 yılından beri gençlik bu değişimden rahatsız olmakta ve yaşam alanının giderek daraldığına inanmaktadır. Nitekim özgürlük konusunda hakların kısıtlandığı, üniversitelerde söz hakkı verilmediği gerekçesiyle sisteme karşı tepki kendini göstermekteydi.

Üniversite gençliği bu süreci detaylı tartışarak ve toplumsal mutabakat sağlayarak çözüm önerilerini her zaman sunmaktan geri kalmamıştır.

Bu 1968 yıllarındaki sunum ile 1970’lerdeki sunum arasında farklılıklar oluşsa da 2025 yılında hala sürecin sorumluluğunu hissetmeleri kaçınılmazdır.

İşte hikâyeye buradan girmek istiyorum…

Çünkü anlatacağım grup Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nin 1984 yılındaki Atatürk Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü mezun olan grubun hikayesi…

Bu dönem Spor Akademisi’nden hemen sonrasında-daha doğrusu 12 Eylül faşist darbesinin eğitimi terbiye etme stratejisinden sonra kurulan bölümdür.

Ülke için daha iyisini isteyip, bu uğurda alınan eğitimin kalitesine bağlı olarak-bir ideal üzerine sürece dahil olmak tamamen toplumsal duyarlılığın, özgür ve bağımsız bir vatandaş talebinin karşılığını bulmak amacını taşır. Tüm bu ideallerin tabii ki bir diyeti vardı…

84 mezunları bu sürecin değerleri ile diyetini ödeyerek öğretmenlik mesleğinin değerlerine sahip olan bir gruptur.

Öğrenciden birey yaratmanın, Arbol de Cafe 84 mesleki donanımları ile ülkesine katkı sağlayacak bilgiye sahip olmalarının ne anlama geleceğine dair tüm referansları Cumhuriyet Devrimlerinden almış bir grupta bahsediyorum…

Çünkü diplomalarını sindire-sindire aldılar. Patates mühür yok, Sahte imza yok…

Ve Cumhuriyet aydınlanmasının ideal hocalardan eğitim aldılar: Metin Erkuş, Hasan Kasap, Kâmil Özer…

Onların farkı; hala dönem kimliklerini kaybetmeden 84 dönem mezunları olarak birlikteliklerini devam ettirmeleridir. 45-50 kişi sürecin müdavimleridir.

Geziye 40 kişi giderler. Arkadaşlarının çocuklarının düğününü olduğu zaman-aldıkları folklor eğitiminin katkısı üzerinden gidip hep birlikte oynarlar, hastalanan arkadaşlarının ihtiyacı için hemen bir program yapıp, iş bölümü ile süreci yönetirler ki şu an hasta olan Ömer için süreci yönetmektedirler. İçlerinden birinin cenazesi oldu mu yer fark etmeksizin gidip tüm sorumluluklara yardımcı olurlar. İçlerinden biri bir yerde mekân açtığı zaman elbirliği ile sürecin tamamlanmasına yardımcı oldukları gibi en kıymetli müşterileri olurlar…

İşte o mekanlardan biri de Arbol de Cafe…

Kanlıca ’da, hemen meydanın sahille sırt sırta, minik ve çok özenle düzenlenmiş bir Cafe…

84 ekibinden Yusuf ile sevgili eşi Nurcan birlikte açtılar.

Dekor olarak ve renk uyumu olarak ayrıcalıklar üzerinden yaptıkları çalışmaların sonucunda özel bir mekâna dönüşen Cafe, farlılığını ortaya koymaktadır.

Dekor olarak ve renk uyumu olarak ayrıcalıklar üzerinden yaptıkları çalışmaların sonucunda özel bir mekâna dönüşen Cafe, farlılığını ortaya koymaktadır.

Cafe bir komin yaşamın alanı gibidir.

Benim ekibe kaynak olup sürece katılmam, Cafe’ye gitmemede neden oldu.

Pazar sabahı kahvaltısı için elimi kolumu sallayarak gittiğimde Apo, Taner, Nihat, Osman, Cihan ve Hakan sabahın köründe gidip denize girip, sonrasında Cafe’yi temizleyerek hazır hale getirmişler. Tabii ki sürecin mimarı ve patronu sevgili Nurcan olduğunun üzerinden konuyu detaylandırmak gerek…

Müthiş bir kahvaltı hazırlığından sonra başlayan sohbet yanılmıyorsam akşam saati 19-20 civarında bitti.

Müşterinin kalabalıklaştığı anda herkes servise çıkabiliyor ve herkes mutfağa girebiliyor ki Nurcan’ın talimatının doğrultusunda…

İşin ilginç yanı kahvaltı esnasında Kırklareli’nden dönem arkadaşları Levent arayıp onları memleketine davet ettiği an-organize olup çarşamba günü yola çıkıp cumartesi döndüler. Böyle bir kodları var. İstanbul dışındaki Turgut, Engin, Erdoğan ve Behiç ise her daim tetikte beklemektedirler.

Kadın mezunların organize olmaları beklenilenin aksine aynı tepkiye sahiptir. Nural, Emine, Zehra, Nermin, Fatma, Meryem, Naciye, Ömür, Saime, Sema ve Vicdan her daim sürecin içinde olmaktadırlar.

En önemli özellikleri; mezuniyet pilav gününe-bizim dönemden 2-3 kişi katılırken-çok rahat 25-30 kişi katılabilmektedirler.

Dostlukların içeriği günümüz Türkiye’sinin çok dışında ve tarihsel sürecin getirdiği ayrıcalıklara sahiptir.

Emekli olmalarına karşın ülke duyarlılıkları oldukça gençtir.

İdeal öğretmenler ve güzel insanlardır.

Yunanistan Golden

NationalTurk

NationalTurk gazetesi, yazarları ve yorumcuları en doğru ve tarafsız olarak gündeme dair en önemli haberleri size ulaştırır. NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

Maldivler Turu
Başa dön tuşu