Futboldaki ‘rant’ örgütlenmesi
NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan'ın bu haftaki "Futboldaki ‘rant’ örgütlenmesi" başlıklı yazısı;

Sürekli değişen-çerçevesi ne olursa olsun-sosyal politikalar, ahlaki ve politik değerlerden bağımsız düşünülemez.
Neoliberaller politikaların var olan ekonomik yaşam koşularına cevap verememesi neticesinde yoksulluk, işsizlik, sosyal güvence sizlik gibi sorunları yaratmasının, genelde kapitalist üretim tarzıyla ve özelde neoliberal süreçle hiçbir alakası yokmuşçasına doğa tarafından dayatılan olağan olgular şeklinde tarih dışı bir anlayışla sunulmaya çalışılır. Bu etik olmayan ve ahlaksız bakış açısı ve bu tarz bir anlatı sosyal politikanın eleştirel bir açıdan görülmesini engellediği gibi-onun yetersizliğinin kavramsal olarak ve ahlaki olarak dikkatler den kaçmasına neden olmaktadır.
Neoliberal politikaların yok ettiği ulus kavramı ve onun sağladığı kontrol mekanizması-yerini piyasa koşulları bırakmıştır. Politikaların yarattığı sonuçların başında; uluslararası sermayelerdeki birikim çoğu devlet bütçelerinin çok üstüne denk gelmesiyle birlikte, devletler bu sermaye yapısının kişisel taleplerini ciddiye almak zorunda kalmaktadırlar.
Haliyle, para kontrol edilemez şekilde dolaşıma çıkmıştır. Bunun hazmedilmesi için ülkelerdeki devlet kavramı öznelleştirilerek kişiselleştirilmiş ve devletin tüm kontrol mekanizmaları devre dışı bırakılmıştır.
Futbol da bundan nasibini al maktadır. Futbol, ürünlerinden elde edilen gelirler; karşılaşmalarının yayın gelirleri, müsabaka gelirleri, futbolcu transferleri, sponsorluk gelirleri, müsabakalar üzerinde bahis oyunlarının oynanması futbolu büyük bir endüstri hâline getirdi. İşte futbolda bu işlev içinde kendi sermayesini yaratan bir kültür endüstrisi haline gelirken, aynı zamanda kontrol mekanizması dışına da çıkartılmaya neden olmuştur. Aslında bu bir zorunluluktu…
Başlangıç noktası ve ilk iş olarak FİFA ve UEFA bu politikalara uygun gelecek bir şekilde yeniden dizayn edildiler. Sonucuna baktığımızda; her iki kurumda bir ‘rant’ kurgusu içinde adeta çete gibi davranarak gayri nizami para politikalarını kollamış ve bir yerde de teşvik etmiştir.
Katar’a verilen Dünya Kupası, Suudilere sağlanan avantajlar ile, özellikle Katar, Suudi sermayelerine sağlanan kulüp satın alma avantajları ve bunların kontrolsüz limit kullanımları ile piyasayı yükselterek oyunun kimyasını bozmalarına verilen izinlerdir.
İşte ‘Dünya Kulüpler Kupası’ ve futbolcuların nasıl sömürülerek FIFA’nın kazanacağı paranın büyüklüğü ile hiçbir şey olmamışçasına oynatılan maçlar. FIFA 2023-26 arası düzenleyeceği sportif etkinliklerden toplam 13,6 milyar dolar gelir bekliyormuş.
Haliyle bu organize yapı menajerler üzerinden bir sermaye dağıtımına giderek adeta kulüplerin içinden dışarıya servet transferleri yapılmasına neden olmaktadır. Bundan en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelmektedir.
Tüm başkanların, tüm yöneticilerin, tüm antrenörlerin ve tüm futbolcuların çalıştığı menajerler vardır. Ama bir kulüpte başkanın ve yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı menajeri olur mu? Olur…
Bakın, üç büyüklerin borcu 50 milyar TL’ye yaklaştı…
Galatasaray bir oyuncuya 100 milyon avro vermeye hazır!
Ali Koç döneminde, Fenerbahçe yedi sene içinde 100 yakın oyuncu ile 13-14 antrenör değiştirirken hem sportif anlamda hem de finansal anlamda büyük açıklar verdi… Beşiktaş 25 yıl boyunca her sene 28 milyon avro zarar etti… Bu zarar sürecinde, döneminde 200 milyon avro gibi zarar neden olan Yıldırım Demirören yönetiminin Futboldan Sorumlu As Başkanı Serdal Adalıydı.
Ve her iki kulübün menajeri Mendes’tir…
Bakın; Al Murati, Muçi, Paulista, Uduokhai, Immobile, Arroyo, Elan Ricardo, Jurasek ve Abraham Mendes’in tahtasından veya partnerlerinin tahtasından oyuncular.
Kendisinin inşaatçı olduğu nu söyleyen Beşiktaş Başkanın futbol ile ilgili donanımı bu sene belli olacaktır. İlk önce, en önemli sınavı kaç futbolcuya para vererek yollayacak olmasıdır. Sonrasında da alacağı oyuncular ve ödenecek paralardır.
Siyasetin ekonomik politikasına uygun olarak kulüplerin kupon arsalarını inşaata açıp, istenilen yatırım ortamını siyasete sunmaları kendileri adına bir güvence referansıdır. Futbolun siyasete teslimiyetinin de temel göstergesidir. Neoliberal politikaların kulüpleri bir aracı haline getirmesi ki özellikle siyasetin kullanma alanlarına girmeleri, başkan ve yöneticilerin neredeyse var olma nedeni haline gelmesine sebep olmuştur.
Müslüm Gülhan – NationalTurk